17 Mart 2009 Salı

GİZEMLİ MISIR GÜNCESİ (10)

Eğenceli bir gecenin ardından yorgun argın uyanıyoruz yeniden.. Bu günkü ilk durağımız ;

Edfu Horus Tapınağı

Edfu, güney Mısır'da Nil ırmağı kıyısında bir kenttir. Nil'in batı kıyısında Esna ve Asvan kentleri arasında yer almaktadır. Nüfusu yaklaşık 60.000 kadardır. Edfu'nun önemi dünyaca ünlü Edfu Horus Tapınağı'nı bünyesinde barındırmasıdır. Mısır'daki antik döneme ait tapınaklar içinde en iyi korunanı Edfu tapınağıdır. Tapınağın 50 m kadar batısında Tell Edfu olarak adlandırılan antik bir yerleşim yeri kalıntısı bulunur. Ayrıca kentin 5 km kadar kuzeyinde yedi küçük basamaklı piramit kalıntısı bulunmaktadır.

Bu tapınak önce Thutmosis III'ün ünlü mimar-rahip Imhotep'e yaptırmış olduğu tapınağın yerine Ptolemy III tarafından M.Ö. 327'de yaptırılmış ve tüm Mısır'daki en iyi korunmuş tapınak ve Horus için yaptırılmış.

"Horus : Horus gök tanrısıdır. isis ile osirisin oğludur. Horus, Mısır mitolojisinde şahin başlı tanrı, Firavunların bazı tasvirlerinde onları İsis"in kucağında görülebilir. Bu da firavunların dünya üzerindeki Horus olduğuna inanılmasındandır. Firavunlar kendilerini Horus"un yeryüzündeki cisimleşmiş halleri olarak gördükleri için Mısır"ın en önemli tanrılarından biridir. Firavunlar, Horus"un ismini kendi isimlerinden biri olarak alırlardı. Aynı zamanda Firavunlar Ra"nın takipçisiydiler, bu yüzden Horus aynı zamanda güneş ile de ilişkilendirilirdi. Güneş tanrısı olarak gösterimesi yanında Osiris"in oğluydu.

Kaynak ve detaylı bilgi için bkz. http://fatihozcan.com/21_icerik-gordugumuz-her-dusbatidan-doguya-bir-yolculuktur-.aspx"


Koruyucu Tanrı Horus’a adanmış olan Tapınakta, iyi korunmuş anıtsal bina, Mısır efsanelerini anlatan duvar kabartmaları ve ana sunak odasında Horus'un kayığı yer almaktadır.

Mısır'da ölülerin öte aleme geçişleri bir kayıkla betimlenirdi, karanlık sulardan geçip, ölünün sorgulanacağı Maat- Hakikat salonuna gidiş bu kayık aracılığı ile olmaktaydı. Sorgulanma bittikten sonra ise yine dümeninde Horus'un olduğu bu kayık ile yolculuk edilirdi.


Bu tapınakda diğer pek çok tapınakta olduğu gibi ilk Hristiyanlara ev sahipliği yapmış ve bazı duvar rölyeflerindeki yüzler bu nedenle zarar görmüş ve kazınmıştı. Yandaki duvar rölyefinde Horus'un kayığını görmek mümkün.

Tapınak çok kalabalık olduğundan kapalı alanlarında uzun uzadıya kalıp da rölyefleri incelemek pek mümkün olamıyor, bu nedenle daha çok dış avlulardaki rölyefleri inceleme fırsatı bulabiliyoruz.

Edfu tapınağından sonra yeniden gemimize döneceğiz ve bir süre yol aldıktan sonra Kom Ombo Tapınağını gezeceğiz..

Gemiye dönüp öğlen yemeğimizi yiyoruz ve Kom Omboya ulaşana dek Nil'in büyülü sularını ve kıyılarını izlemeye devam ediyoruz. Nil'in Mısır topraklarında akan kısmı üzerinde yanlış bilmiyorsan 4 baraj var, bu barajlar yapılmadan önce Nil sularının yüksekliği daha fazlaymış, ancak barajlarda tutulan su ile ne yazık ki su seviyesi azalmış. Ancak şu an ki haliyle bile Boğaziçinde köprünün olduğu yer kadar bir genişliği olduğunu tahmin ediyorum. İki kıyının suyun ulaşabildiği bölümleri yemyeşil iken, yerleşim bulunmayan alanalarda hemen çölleşme gözlenmeye başlıyor.. Nehrin Mısır'a nasıl hayat verdiğini zaten bu manzaradan anlayabiliyorsunuz. Nehir üzerinde sürekli hareket halinde olan gemilerin bir kısmı bizimle aynı yönde bir kısmı ise ters yönümüzde ilerliyor. Bunun sebebi turların bir kısmının bizimle aynı noktadan hareket ederek ilerlemesi, diğer bir kısmının ise bizim turumuzun son durağı olacak olan noktadan başlayarak kuzeye doğru ilerlemesi imiş.


Yüzen oteller dışında bir çeşit yelkenli tekne olan felukalara da rastlamak mümkün.. Turun ilerleyen günlerinde Nil'de gezme fırsatı bulacağımız bu tekneler rüzgarla hareket ediyorlar ve gerçekten çok güzel bir manzara oluşturuyorlar..

Kom Ombo'ya varıncaya kadar bu güzelliğin tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Gemi ile yolculuk etmek gerçekten çok keyif verici, keşke turun başından sonuna dek nehir üzerinde ilerleyebilme şansımız olsaydı diye düşünüyor insan.. Ama Mısır'ın en güneyine indikten sonra yeniden uçakla Kahire'ye dönecek ve kaldığımız otelde bir gece daha konaklayacağız. Aslında bu şekilde Mısır'ı İskenderiye'den Sudan sınırına dek boydan boya dolaşmış olacağız, ama yine de uğrayamadığımız pek çok yer bizi bekliyor olacak.. Onlara da inşallah bir daha ki sefere diyoruz.. Çünkü bir hafta da ancak bu kadarı gezilebiliyor.

Gemimiz yavaş yavaş Kom Ombo'ya yanaşmaya başladı. Kom Ombo tapınağı diğerlerinden biraz daha farklı bir tapınak bunu tapınağın içinde gezerken daha iyi anlayacaksınız. Burası diğer tapınaklarıda olduğu gibi ibadet ve cenaze işlemleri dışında sağlık merkezi olarak da kullanılmış bir tapınak.

Fasulye

2 yorum:

Yaşar Yiğit Kaçmaz dedi ki...

Merhaba,

Öncelikle çok başarılı bir yazı dizisi olmuş,ellerinize sağlık.

Sitenizde bir iletişim mail adresi bulamadığım için (görememiş olabilirim) burada iletişim kurmak istedim. Mısır hakkında kendime ait bir blog sitem var (www.misirguncesi.com) ve sitemde yazı dizinizi yayınlamak istiyorum. Yazıların linklerini vererek ve kaynak göstererek elbette. Yayın için izninizi istiyorum.

Adsız dedi ki...

mutluluk duyarım.. :)
fasulye