Hatırlarsınız Yıldırım Bayezid'ın Timur'a esir düşmesi ile başlayan bir dönem vardı Osmanlı'da "Fetret" devri.. Kardeş kavgaları ile dolu bir karmaşa dönemi 1413'lere kadar sürmüş ve bir çeşit bunalım dönemi olarak da anılmaktadır. Koskoca Osmanlı İmparatorluğu Saltanatının tek sahibi olma düşüncesi akla gelince anlaşılmayacak da bir dönem değil.. Geyik derisi kırmızı koltuk kavgası yapanları gördükten sonra...
Timur'un güçlü bir Osmanlı'ya tahammülü yoktu. İşbu sebepten Bayezid'ın esir düşmesinin ardından, kendi hakimiyetini tanıyan bir kaç Osmanlı Beyliği olması çok daha iyi olacaktı. İlk iş olarak, Yıldırım Bayezid tarafından kurulan Anadolu birliğini parçalaması da gerekiyordu. Bu nedenle Anadolu beylerine ait olan yerleri Osmanlı'dan alıp onlara verdi. Geriye kalan toprakları da Bayezid'ın dört oğlu arasında paylaştırdı ve devir başladı.. Fetret Devri...Kardeş kavgaları...
Kürt ve Alevi açılımı gibi demo-kritik saçılımlar, nankör tekel işçileri, vatan haini ergenekoncular, darbeci TSK, putperest laikler, ılımlı islamcılar, baskıcı mahalleciler, alkolsüz meyhaneler, dumansız hava sahaları, denizsiz fenerler derken bu sabah gazeteye bakıyorum bakanlarımın başı kimseyi hedef göstermemiş.. Şaşırıyorum.. Gerek kalmadı artık diye geçiriyorum içimden haliyle.. Daha atomlarımıza ayrılacak değiliz ya.. Sahi Timur kimin atasıydı?
Bir de bakıyorum, Zekeriya Beyaz konuşmuş bu defa.. "12 Eylül Eşcinselliği Önledi...". Yok canım diyorum bu herkesin bildiği 12 Eylül değildir, tarih benzerliği.. Okumaya devam ediyorum, açıklıyor Beyaz :
Bülent Ersoy'un da aralarında bulunduğu pek çok şarkıcının darbeden sonra yasaklandığını anımsatan Beyaz, 12 Eylül'ün bu konuda "faydalı" olduğunu şu sözlerle ifade etti:
12 Eylül ihtilalinden önce pavyonlarda bu tür insanlara aşırı bir rağbet gösterildi. Onları şarkıcı yaptılar. Bir anda gençler bu işe özendiler. Bunların sayısı hızla arttı, çünkü müthiş para kazanıyorlardı. 12 Eylül bunlara el koydu. Birilerinin de sahneye çıkmasını yasakladı."
Takvime bakıyorum 1 Nisan değil. Kenan Evren'i getiriyorum gözümün önüne darbe bildirisi okurken.. Bülent Ersoy'u düşündüğünü düşünüyorum. Yok canım değildir diyorum, yıllarca Bülent Ersoy yüzünden mi darbe sonrası sendromlar yaşadık biz. Kim bu Beyaz sorusunu soruyorum kendi kendime, bilmediğimden değil, anlamadığımdan.. İmam Hatip mezunu olduktan sonra bir süre mesleğini yapıp, diyanetten istifa ediyor ve 10 yıl kadar serbest yazarlık gazete köşe yazarlığı yapıyor. 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünden “İslam Hukuku ve Türk Medeni Hukukuna göre Evlenme” konulu teziyle Yüksek Lisans mezunu oluyor. Ardından sırasıyla İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi profesörlüğü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı görevlerini yapıyor. Sene 2010 açıklıyor "12 Eylül eşcinselliği engelledi". Her ne kadar dinimizde din adamlığı mertebesi olmasada, bunca eğitim liderliği görevinden sonra hedef gösteriyor ülkemdeki eşcinselleri bir de.. Bu doğuştan değildir diye de tıbbi açıklamalarda bulunup, yetiştirme tarzı ile ilgilidir diyerek bir de aile terbiyesi öğretiyor hepimize sayın profesör.. Lut kavmi anlatılır Kur'anda bilenler bilir.. Eşcinseller hedef gösterilmez.. Allah kavimleri kendi cezalandırır..Kuluna kulunu kıydırmaz.. Ciddiye almaya değmez diyorum boş veriyorum.. Adam profesör ama ciddiye almaya değmez diyorum yine de..
Bir başyazar okuyayım diyorum aynı gazete de ülkemin gündemini ciddiye alan biri olsun.. Tam başlayacağım okumaya ki, ilk paragrafta ki cümleye takılıyor gözüm :
"Cemil İpekçi: Ruj sürmek eşcinsel hakkı demek değildir" dedi..
Tamam diyorum olmayacak böyle..
Bırakıyorum gazeteyi elimden..
Bu millet adam olmaz..!
Fasulye..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder