26 Ekim 2008 Pazar

SESİMİZİ DUY, ÇAĞDAŞ TÜRKİYE!

Daha bir hafta önce bütün dünya blogger’ları el ele verip “Yoksulluk” sorununa çareler üretmek için el ele verdiler. Ülkemizden de pek çok blog yazarının gönülden destek vererek yazılarıyla katkı sağladıkları bu hareketin ardından, Gilette firmasının seçtiği 150 blogger’dan ürünleri ile düşüncelerini ileten yazılar yazmalarını istediler. Türkiye ve dünyadan verdiğim bu iki örnek, artık bloggerların da medya sektöründe yerinin olduğunu bize gösterten en yakın iki örnekti.

Peki sonra ne oldu ? Bu gün yüzlerce Türk Blogger bir başka medya kanalının ticari kanallarından biri zarar gördüğü için mağdur oldu. Çözüm bu muydu gerçekten? Pire için yorganı mı yakmak gerekiyordu. Kısa yoldan hepsini susturalım mı dediler. Bilinmez.

Geçenlerde ulaştırma bakanımız açıkladı, artık Türkiye’de internetin ulaştığı ev sayısı Türk Telekom sayesinde 30 milyona yaklaştı, internet cafe vb diğer yollardan internete ulaşanlarda cabası. Kampanyalar düzenlendi ülkemde, her eve bir bilgisayar, her okula bilgisayar labaratuvarları kuralım istendi. Destek görmedi mi? Gördü. Ülkem insanı teknolojiye ardı dönük yaşamayı tercih etmedi.

Peki Türtçe içeriğin yaygınlığı ve kalitesi, hatta türkçe bir internet için çaba gösterilmiyor mu ülkemde. Gösteriliyor. Sayın Mustafa Akgül her yıl konferanslara çağrı yapmıyor mu sektörde çalışanlar için. Yapıyor.

Bloglarla tanışalı daha birkaç yıl olmasına rağmen ülkemin genç, dinamik dimağları blogları keşfedip de kendilerine bir yer edinmediler mi sanal alemde. Artık sanal alemin de bir iletişim şekli olduğu kabul görmüyor mu, ülkemde? Görüyor. Devlet bile başına bir “E” takmadı mı artık, bilgiye ulaşma hakkı verilmedi mi devlet dairelerince halkıma, internet üzerinden başvurular yapılmadı mı bilgi için? Yapıldı.

Peki biz blogger’ların bilgiyi yayma ve okuma hakkını neden elinden aldınız o zaman? Türkiye’de insanlar bir karşılık beklemeden en düşük maliyetle, düşüncelerini paylaşıp da ülkeme değer katıyor diye mi? Muasır medeniyet’den bunu mu anlamışız biz yıllarca..

Peki bir servisin, yüzlerce müşterisine bir toplu mail atıp duyurmak da mı aklınıza gelmedi. Bir gerekçe göstermek, bir süre tanımak, bir açıklama yapmak da mı bu kadar zordu? Peki emeklerimizi almamıza izin verecek misiniz? Yoksa birkaç sitenin kurbanı olacak, yaşın yanında yanan kurular sıfatı mı yükleyeceksiniz bizlere..

Geçmiş olsun Türkiye, çağdaşlığın komada!

Fasulye
Bir "Blog Haraket Günü" Üyesi

Hiç yorum yok: