22 Mayıs 2009 Cuma

Siz Kimsiniz?

Kendinizden vazgeçebilir misiniz? Peki siz kimsiniz? İyisiyle kötüsüyle yaşayıp duruyorsunuz öyle değil mi? Kiminiz çok yalnız hissediyor kendini, kiminiz çok mutsuz, kiminizi hiç kimse anlamıyor, kiminiz ise bunları hiç düşünmüyor kapılmış rutine sürükleniyorsunuz. Malum bahar, belki de kiminizin en mutlu günleri, aşıksınız.. Peki siz kimsiniz? Bir erkek, bir kadın, bir insan, bir müslüman, bir hristiyan, bir Türk, bir Alman, bir anne, bir baba, bir öğrenci, bir çalışan, bir vatandaş, bir komik, bir sinirli, bir arkadaş, bir duygusal, bir zengin, bir fakir, bir aydın, bir cahil, bir entellektüel, bir burjuva, bir liberal, bir kemalist, bir faşist, bir cumhuriyetçi, bir muhafazakar, bir dini bütün, bir ateist, bir komşu, bir bakkal, bir kasap, bir mühendis, bir ikizler burcu, bir akrep burcu vs vs.... Çözmüyor musunuz testleri neler çıkıyor? Bunlardan hangilerisiniz ya da daha başkaları.. Kendinizi tanımlarken sıfatlardan saydığım ya da başka sıfatlardan yararlanmıyor musunuz? Bir sıfatlar bütünüsünüz aslında ve bu sıfatlara sahip tüm gruplara dahilsiniz.. Birinden eksilseniz grup bir şey kaybeder mi? Sanmam.. Peki siz bu sıfatlardan birini eksiltseniz bir şey kaybeder misiniz? Sıfatına göre değişir.. Nedir öne çıkan sıfatlarınız sizin için hayatta, nedir “beni ben yapan” dediğiniz şeyler..

Bir yere ait misiniz? Ait olmak zorunda mısınız? Bir düşünün bir aileniz, bir sevdiğiniz, bir mahalleniz, bir okulunuz, bir arkadaş grubunuz, bir çocuğunuz, bir arabanız, bir telefonunuz, bir iş yeriniz olmasaydı, siz yine siz olur muydunuz? Bu gün kökleşmiş kurumların pek çoğunda bir aidiyet duygusu yaratılmaya çalışılır, bir camia olmanın verdiği güce davet edilir insanlar.. Bir zümre, bir grup.. Bir ortak paydanın etrafında toplanmak uğruna.. Çocuklar oyun gruplarına dahil edilmediklerinde bozulurlar, ergenler popüler gruba dahil olmaya çalışırlar, yetişkinler toplumda kabul görmek isterler.. Hem ait olmak, hem de ait olduğuna sahip olmak egosu vardır hepimizde.. Bazen de sadece alışkanlıklarımız..

Bir milli maç seyrederken ne hissedersiniz? Bir marş dinlerken ne hissedersiniz, şöyle gümbür gümbür çalsa o marş.. Bir milli müsabaka da birincilik kürsüsünde bir sporcu televizyon ekranlarında dalgalanan kendi bayrağınız, herkes ayakta milli marşınız çalarken siz ne hissedersiniz... Sizin ülkeniz mi burası? Peki siz kimsiniz?

Değerleriniz var mı sizin, sizi ayakta tutan, onlar için fedakarlıklar yapabileceğiniz değerleriniz.. Soyut somut farketmez.. Çocuklarınız, aileniz, paranız, arabanız, ülkünüz, ülkeniz, aşkınız, atalarınız, inançlarınız, kurallarınız...

Değerleri ve aidiyet duyguları size yakın olan insanlarla daha mı iyi anlaşıyorsunuz.. Kim onlar..? Nereye aitler? Size mi?

Sahip çıktığınız değer ve mülkiyetleri korumanız ve mülkiyetinizi devam ettirmenizi destekleyen her türlü haraketi alkışlarla mı karşılarsınız.. Peki ya tehditleri.. Çok mu korumacısınız? Neden?

Peki siz kimsiniz? Nerden geldiniz? Neden burdasınız? Gündelik alışkanlıklarınızı, hayatınızın kurallarını, sahip olduklarınızı nereden edindiniz?

Kendi doğrularınızı ve değerlerinizi çocuklarınıza aktarmak, onlara sizin için en değerli olanları miras bırakmak istemez misiniz? Mülkiyetleriniz haricinde, onlara barış, umut, sevgi dolu, özgür bir dünya bırakmak.. Hayatta asıl önemli olanların neler olduğunu öğretmek istemez misiniz? Onların kendi değerleri sizinkiyle uymayınca hayal kırıklığı yaşamaz mısınız..? Kendinize ihanet edilmiş hissetmez, nerede hata yaptım diye sormaz mısınız?

Müzik dinlemeyi sever misiniz? Şiir okumayı? Tam da sizi mi anlatır bazen yazarlar, şairler.. Siz bile böyle derleyip toplayıp soyleyemessiniz diye mi düşünürsünüz bazılarını dinlerken, okurken.. En sevdiğiniz şarkıları şiirleri şöyle avaz avaz söylemekten, ya da yüksek sesle sindirerek dinlemekten keyif almaz mısınız..? Alıp götürmez mi sizi başka diyarlara, başka duygulara birden bire.. O yüksek sesin içinizdeki her duygu teline dokunduğunu hissetmez misiniz böyle zamanlarda? Ben hissederim..

Kim miyim?

Ben “Türküm, doğruyum, çalışkanım...”

Fasulye

4 yorum:

Bızbız ve Bıtbıt Bir Hayat Hikayesi dedi ki...

sen kimsin sorusuna türküm doğruyum çalışkanım kimliği yapıştırmamalsn...önce insansın :)

Adsız dedi ki...

Elbette oyleyim hepimiz öyleyiz.. ama bu yazının amacı insanlığımı vurgulamak değil ki :)

fasulye

Adsız dedi ki...

yüreğine sağlıkkk fasülyecim.işte budur:)

Adsız dedi ki...

:) fasulye