30 Aralık 2008 Salı

HAYAT AĞACI


"Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Bunun tepesi, gökyüzünde oturan Tanrı Ülgen'in sarayına kadar uzanıyor, buna hayat ağacı diyorlar.


Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz. Ülgen, insanların koruyucusu, o sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor. Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor Türklerde. Bayramın adı Nargudan, nar=güneş, tugan, dugan=doğan. Doğan güneş.


Astronomik olarak o günden itibaren geceler kısalmaya, günler uzamaya başlıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşi geri verdi diye Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan. İnanc a göre bu dilekler muhakkak yerine geliyormuş. Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.


Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş. O yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok. Doğum, güneşin yeniden doğuşu.


Meydan Larousse'da, İsa evrenin nuru olarak algılanıyor ve bu olayın Pagan halklardan alınıp İsa'ya yakıştırıldığı yazılıyor. İnternette yazılanlara göre, İmparator Konstantin (324-337) zamanında İznik' te toplanan konsülde, 22 Aralık'ta güneşin doğumu için yapılan bu Pagan Bayramı'nı İsa'nın doğumu olarak 24 Aralık'a alınıyor ve Noel Bayramı deniliyor. Batı kilisesi ise, yani Katolikler 25 Aralık'ta kutluyorlarmış bunu. Çam süsleme ise ilk 1605'te Almanya'da görülüyor, oradan Fransa'ya geçiyor.

Kaynak :Muazzez İlmiye Çığ (18.12.2007)"

Hayat ağacı pek çok uygarlığın tarihinde yerini almış bir simge, Mısır, Aztek, Maya ve benzerleri. Hatta Anadolu'da pek çok kilim deseninde, Osmanlı'da minyatürlerde işlenmiş bir simge. Her kültür kendince bir anlam yüklemiş olsa da bu ağaca, hepsinin ortak bir noktadan yayılmış hissini vermesi de dikkat çekici.. Özellikle doğu kültüründe daha belirgin kullanılıyor gibi görünse de hayat ağacı, batı kültüründe de aslında çoktan yerini almış olduğunu bu alıntıdan görmek mümkün..

Hani orman kanunları deriz ya bazen medeniyetten uzak bulduğumuz durum ve davranışlara, medenileştik de uzaklaşıyoruz aslında yaklaşmamız gereken özümüzden haberimiz yok. Hangi ormanda yalan, rüşvet, kasıtlı can alma ve aldatmaya şahit oldunuz ki.. Ancak ormanda yaşayacak insan sürüsü için geçerli olacak bir durumda, insanca bir tavırla ormana yüklemişiz günahı.

Yaşamsal efsanelerin çoğunu süsleyen ağaç, adem ile havva nın hikayesi ile girmiş hayatımıza ve tarih boyunca gölgesinden, gövdesinden, güzelliğinden, yapraklarından ve köklerinden daima biz iz bırakmış gerek fiziksel gerekse manevi hayatımızda.

Hayat ormanında daima güneşi gören bir ağaç olmanız umuduyla...
Fasulye...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

i think the archive you wirte is very good, but i think it will be better if you can say more..hehe,love your blog,,,

Adsız dedi ki...

Dear noname thank you for your visiting

fasulye (blog owner)

Adsız dedi ki...

Who knows where to download XRumer 5.0 Palladium?
Help, please. All recommend this program to effectively advertise on the Internet, this is the best program!