28 Temmuz 2008 Pazartesi

GÜNGÖREN'DE DE SABAH OLDU MU BU GÜN?

İlk olarak akşam haberlerinde duydum, ama bakmaya içim elvermedi görüntülere, bir tür kaçış başladı içimde. Bu sabah ise gazeteleri korkarak açtım. En resimsiz haberleri okudum içim acıyarak. Ülkemin gündemi bedenleri dört bir yana saçılmış vatandaşlarının başına gelenlere kilitlenmişti.

Genci, yaşlısı, çoluğu, çocuğu belki bir küllah dondurma yemek için çıkmışlardı ailecek dışarıya.. Bir yanda laikler, bir yanda akp yargılanadursun, benim insanım, askerim, polisim, sivilim sokaklarda can veriyor ve ben gazetelere bakıyorum dehşet içinde. Elimden fazlası gelmiyor.

En kötüsü de budur her zaman, çaresizlik.. Elininiz kolunuz bağlı, kabaran öfkeniz ve acınızla yutkunabilirsiniz sadece zorlukla.. Gündelik hayata uyum sağlayamamam ben böyle günlerde kolay kolay.. Bu günde öyle bir gün işte..

Kendi güncelimin huzuruna kapılmış, tatilime gün sayarken, ülkemin gerçekleri ile yüzleşmek ağır geldi yine, hazmedemiyorum.. Sahip olduklarımla, sahip oldukları ellerinden kayıp gidenleri düşünmekten alamıyorum kendimi...

Bir çocuk olmayı hayal edemiyorum Güngören'de, keşke içimdekileri anlatabilecek kelime bulabilseydim size bu sabah..

Keşke zamanı geri döndürebilseydim gerçekten
Keşke...
Fasulye

3 yorum:

saklıdefter dedi ki...

ülkemin gerçekleri ile yüzleşmek ağır geldi yine, hazmedemiyorum.. Sahip olduklarımla, sahip oldukları ellerinden kayıp gidenleri düşünmekten alamıyorum kendimi...

Keşke son olsa keşke...Ama bu bitmiyor acıya alışmayı öğretiyor sanki hayat...Lanet olsun!

Fasulye dedi ki...

acıya alışmak kabullenmişlik, kadercilik olmaz mı saklı defter? hayatın içinde başarılı bir boks izleyicisi olmaktansa, başarısız bir boksöz olmak daha iyidir oğlum demiş Yılmaz Güney. Bende aynen bu fikirdeyim

saklıdefter dedi ki...

bende bu fikirdeyim fasulye'm ama gel görki milletçe üç maymunu oynuyoruz...