9 Haziran 2008 Pazartesi

BİR İNSANI NEDEN SEVERSİN GÜZEL KARDEŞİM?


Bu sabah okuduğum bir mesaj yüzünden gene söylenesim geldi arkadaşlar, o yüzden biraz sabah homurtusu yapıcam müsadenizle.

Evet öncelikle bir sorum var? "Bir insanı neden seversiniz?", kendimce olası cevapları sıralıyorum ;

1. Anneniz, babanız, kız kardeşiniz, amcanız teyzeniz vb gibi yakın ilişkide bulunduğunuz bir insandır.
2. Çocuğunuzdur canınızdan candır.
3. Eş, dost, ahbaptır paylaşımınız vardır, anlayışınız vardır, geçmişiniz vardır.
4. Ünlü/ünsüz biridir, hayransınızdır. İdolünüzdür. Olmak istediğinizdir.
5. Aşıksınızdır.
6. Alışkanlığınızdır.
7. Gönül borcunuz vardır.
8. O da sizi seviyordur.

Aklıma ilk gelenler bunlar. Ancak asıl sormak istediğim iki cins arasındaki sevgi aşk/meşk muhabbeti değil. Aileden biri hiç değil.. Herhangi biri.. Hatta öyle biri ki hayatınız boyunca hiç yüzyüze gelmemişsiniz, iki kelam etmemişsiniz.

Ben seviyorum böyle birini, adı Mustafa Kemal...

Niye seviyorum biliyor musunuz?

1. Gönül borcum, vatan borcum var
2. İdolüm, kahramanım, olmak istediğim, olmasını istediğim, doğrularım, örnek alınacaklarım, değerim
3. O da bu milleti seviyor, bu ülkeyi seviyor.. Hayatını adayacak kadar seviyor..

Sizin var mı böyle sevdiğiniz.. Bilmeden, görmeden, tanımadan sesini bile cızırtılı bant kayıtlarından duyduğum o cılız sesli kayıtlardan vatan millet diye haykıran o sesin sahibini seviyorum.. Benim değer verdiklerimin koruyucusu, bu günlerimin mimarı olduğu için seviyorum. Kitaplardakinden fazlası olduğunu bildiğim için seviyorum. Askercilik oynamakdan fazlası olduğu için seviyorum.. Ülkem adına lekesiz olduğu için seviyorum.. Hiç aklıma gelmiyor içki mi içiyordu, annesini seviyor muydu, başka topraklarda mı doğdu, dinsiz miydi diye düşünmüyorum. Bu toprakları sevdiğim kadar seviyorum..

Şimdi gelelim sabah sabah beni cinlendiren mesajda yazanlara. Mesajın içeriği dün akşam HaberTürk kanalında yayınlanan Fatih Altaylî'nın hazırladığı Teke Tek Programından geçen bir diyalog...

Buyurun paylaşalım..

"Fatih Altaylı: Sizin facebookta bir siteniz mi var? Kevser adlı arkadaşımızın facebook adlı paylaşım sitesinde İran devriminde Ayetullah Humeyni’nin fotoğrafları yer alıyor. Doğru mu?

Kevser Çakır: Bir tane fotoğrafı var evet. Evet, seviyorum ve saygı duyuyorum.

Fatih Altaylı : Ama o Şii . Humeyni’nin nesini seviyorsun? Kevser Çakır: Şii olması önemli değil. Benim için Müslüman biri. Hümeyni’yi seviyorum. Fatih Altaylı : Ama İran'da baskı rejimi var.

Kevser Çakır: Ama İran'daki rejimi ben desteklemiyorum

Fatih Altaylı: Ama kurucusu Humeyni.

Kevser Çakır: Humeyni’nin aynı görüşleri sahip olması anlamına gelmez bu. Ben Humeyni'yi seviyorum şahsen.

Fatih Altaylı: Sen seviyor musun?

Nuray Bezirgan: Evet seviyorum.

Fatih Altaylı: Atatürk’ü seviyor musun?

Nuray Bezirgan : Atatürkü sevmeme hakkı var mı? Başıma bir iş gelmeyecekse ben sevmiyorum. Atatürk'ün yetkiyi padişahtan alırken yani saraydan alırken laik bir Cumhuriyet kurmak için aldığını düşünmüyorum. Halk o zaman islami değerler için savaştı. Nitekim Kurtuluş Savaşı’nın başlaması da Kahramanmaraş’ta Fransız askerlerinin Nene Hatun'un başörtüsüne uzanmasıyla olmuştur.

Fatih Altaylı: Maraş’la Erzurum’u birbirine karıştırdın.

Nuray Bezirgan: Her neyse. Maraş’ta Fransız askerleri bir kadının örtüsüne saldırıyor. Sütçü İmam buna karşı ilk ateşi açıyor. Böylelikle Kurtuluş savaşı başlıyor. Sonuçta cepheye cephanelik taşıyan kadınlar o dönemin insanları, o dönemin sosyolojik yapısını incelerseniz hep Müslüman insanlar.

Fatih Altaylı: Peki bu ülkenin Kurtuluş Savaşı'nı örgütleyen bir adamı niye Humeyni kadar sevmiyorsun. Bunu merak ettim. Eğer Atatürk olmasaydı burada belki de İngilizler vardı, Fransızlar vardı.

Nuray Bezirgan: Yani İngilizler olsaydı benim haklarım daha geniş olacaktı. Zaten mesele bu yani. İnsanlar bana Atatürkçülük adına zulmediyorlarsa benden Atatürk'ü sevmemi bekleyemezsiniz.

Kevser Çakır: Yani bir insanın ismi üzerinden ideolojik bir kurgu oluşturulmaya çalışıldığı için bunlar oluyor. İyi Bir asker. Bunu biliyoruz.

Fatih Altaylı: Bu ülkeyi düşmanlardan arındırma sebebi. En azından bir minnet duygun yok mu?

Kevser Çakır: İyi bir asker biliyoruz. Fatih Altaylı: Bugün sizin savunduğunuz özgürlükçü, cumhuriyeti kuran sizin temsil ettiğiniz iradenin, bugün iktidar olmasına olanak veren de rejimi kuran da yine Atatürk değil mi? Camileri de kapatmamış.

Nuray Bezirgan: Benim fikirlerimi savunucak parti kurulamaz Türkiye’de. Zaten bu yasak. Benim fikirlerimi herhangi bir parti savunmaya kalktığı zaman parti kapatılır. Müslümanlar haklarını elde etmek için gece gündüz çabalarlar. Birileri gelir parlementonun azıcık bir özgürlük tanımlamasına bile Atatürk adına, Cumhuriyetcilik adına, demokrasi adına ne adına olursa olsun özgürlüklerimizi elimizden alır. Ben tamamiyle özgür olduğum hak ve özgürlüklerimin kısıtlanmadığı bir sistem istiyorum. Mesela siz nasıl ki başörtülü hakim bir hanımdan rahatsız olacağınızı söylüyorsanız ben sizin, mesela bu fikrinizin temelde Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet'te bizlerin hep tehdit olarak sizlere sunulmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

Fatih Altaylı : Hayır ondan kaynaklanmıyor. Sizin “siz, biz” demenizden kaynaklanıyor. Siz islami inançları sizin tarafınızda yaşamayan veya sizin gibi algılamayan insanları farklı görüyorsunuz. Sen, Recep Tayyip Erdoğan ve başkaları "siz- onlar, biz-onlar" dediğiniz zaman kendimi kötü hissediyorum.

Nuray Bezirgan : Sizin inancınız ne olduğu beni ilgilendirmiyor. Benim ilgi alanım değil. Kişi istediği dine sahip olur ya da olmaz yada dinsizdir. Bu benim size ikinci sınıf vatandaş olarak göreceğim anlamına gelmez. Ama Fatih Bey siz başörtülü bir hakimden rahatsız olduğunuzu söylüyorsunuz

Fatih Altaylı: Önyargılı olur diye rahatsız olurum.

Nuray Bezirgan: Tabii ki. Önyargınızın temelinde 85 yıldır yürütülen laik sistemin dayatmalarının olduğunu düşünüyorum. Biz hiçbir zaman özgür olamadık. Hiçbir zaman kendimizi ifade edemedik. Siz hiçbir zaman başörtülü bir hakim tarafından yargılanmadınız. Dolayısıyla bu şekilde düşünüyorsunuz.


Fatih Altaylı: Senin rejimden istediğin ne? Üniversiteye gitmen, kamusal alanda görev yapman dışında ne isteğin var?

Nuray Bezirgan: Ben başörtümle birlikte sosyal hayatta da var olmak istiyorum."

Evet bu arkadaşlarımız Humeyniyi seviyorlarmış, sevemezler mi severler... Peki Humeynin rejimini sevmiyorlarmış, görüşlerini desteklemiyorlarmış, tanımıyorlar ve hatta hiç yüz yüze gelmemişler, hakkında en ufak bi fikirleri yok.. ama seviyorlar ve saygı duyuyorlarmış.. Öyle tabi.. "Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir", Ya bunlar Humeyniyi ak sakallı dede sanmışlar ya da bilmem işte gönül bu ota da konar, boka da hesabı...

Atatürk hakkındaki bilgilerine bakıyoruz.. "İyi bir asker" , cumhuriyeti kurdu biz o yüzden onu sevmiyoruz, ama hakkında ne bildiğimizi bile bilmediğimiz Humeyniyi seviyoruz. Atatürk ü sevmem diyeceğiz de korkuyoruz..

Gelelim bir diğer çelişkiye.."Ben tamamiyle özgür olduğum hak ve özgürlüklerimin kısıtlanmadığı bir sistem istiyorum", "Sosyal hayatta var olmak istiyoruz" - "İngilizler olsaydı daha özgür olurduk". Hanım kızlarımız beş çayları mı istiyor ben anlamadım.. Özgür olmakdan bahsedip de bir başka ülkenin himayesinde yaşamak nasıl bir duygudur. Be kızım özgürlük ne demek onu da mı bilmiyorsun.. Bilmiyorsun tabi ne bileceksin, saçlarını rüzgara bile bırakamayan bir kafanın hangi özgürlüğünden bahsediyoruz .. Sen esareti baştan seçmişsin.. Sen ikinci sınıf olmayı baştan kabul etmişsin. Sen şeriatın kölesi olmayı zaten seçmişsin..

Fatih Bey başörtülü hakimden rahatsız oluyor diye sinirlenen cici kızlarım, Fatih bey diyor ki.. Başörtüsü ülkemde bir siyasi, dini simge iken ben karşımda türbanlı bir hakim görünce adaletin tarafsızlığına nasıl güven duyacağım diyor.. Hani vakit olsa bir beş çayı içer konuşurduk ama, kısmet bu şekildeymiş.

Ben Allah'a ve onun peygamberlerine inanıyorum ülkemin ne istediğini bilmez çocukları, Bu Mustafa Kemal'i sevmeme engel olmuyor. Hatta beni Allah'a daha çok yaklaştırıyor, niye biliyor musunuz? Çünkü bu yüce insanı Allah yarattı, Allah'ın izniyle bu vatanı korudu, bu günlere getirdi. Çünkü Allah'ın izniyle Ben Müslümanım diye özgürce dolanabiliyoruz bu ülkede.. Allahıma binlerce şükür ediyorum benim ülkeme böyle bir kahramanı layık gördüğü için, milletimi Atatürk gibi bir kahramanla ödüllendirdiği için..
Fasulye

(Baş örtüsü benim Anadolu Kadınımın en güzel süsüdür.. Ama Zihin örtüsü ne benim ülkemin kadınına yakışır ne de herhangi bir insana)

Fatih Altaylı'nın kendi yorumunu okumak için tıklayınız >>


6 yorum:

Adsız dedi ki...

ARKADAŞIM,SENİ AYAKTA ALKIŞLIYORUM.
HELAL OLSUN !

Adsız dedi ki...

Çok güzel yazmışsın bravo ;)

Adsız dedi ki...

sevgili fasulyeden;
birçok yazını keyifle okudum. ufku açık, iyi yazılar. fakat bu yazını okurken ümidim bir parça kırıldı. yanılıyorsam affet ama, sanki zaten bir yerlerde kurulu hazır bir refleksle yazılmış bir yazı gibi geldi bana. tepki iyi bir şey elbette. yanlış anlama, yazın hamaset yüklü onca köşe yazarının yazısından daha temkinli ve hassas aslında. ben sadece "bir doğruyu savunurken aldığımız bir tutum, başka bir yanlışı doğrulayabilir" demek istiyorum. hassasiyetler üzerinden siyasetin varabileceği istenmeyen sonuçları defalarca yaşadık bu ülkede. bu konuda bir şeyler yazdım. bir bakıp eleştirirsen sevinirim. kolay gelsin.

Adsız dedi ki...

Bir refleks yazısı tespitin çok doğru.. Aynen öyle yazdım.. Önce gelen mesajı okudum, gerildim, sonra oturup bu yazıyı yazıp yayınladım, arkasından diğer basın, blog vs yorumları okudum.. Bir alet oluş şüphesine kapıldım.. Yazının temelindeki düşüncemin sonuna kadar ardından olmakla beraber.. Yöntemin bu olmayacağı kanaatine vardım.. Evet bu düşünce yapısına karşıyım.. Ama yöntem düşünmeden tepki vermek olmamalı.. Daha organize, sakin ve istikrarlı bir şeyler gerek..
Sevgiler

siyahmasal dedi ki...

Yazınızı gözlerim dolarak okudum,özgür düşünceden yana bir insan oldum hep ama bu başka bir şey.Bu hastalıklı fikirlerden çocuklarımızı korumalıyız.Ve Atatürk'ü daha çok anlatmalıyız,onu kötü gösteren herkese inat.....

Fasulye dedi ki...

umalım da bizim gibi düşünenler çoğunluk olsun yine bu ülkede.. ziyaretiniz ve yorumunuz için teşekkür ederim