24 Eylül 2008 Çarşamba

GERÇEĞİN PEŞİNDE (1)

Daha önce "Dün Gece Uzun Uzun Düşündüm" başlıklı post'da bahsetmiştim. Burak Eldem'in kitabını okumaya başladığımı, ancak önsöz ve giriş yazısından sonra kafamda dolanan düşünceler yüzünden devam edememiştim okumaya. Derken nasıl olduysa arada bir başka kitap bitirdim Burak Eldem'e devam edemeden.

Geçen gece "hadi bakalım artık, nerede kalmıştık" şeklinde kitabı yeniden elime aldım. Bu defa 20-30 sayfa daha ilerleyebilmiştim ki ne oldu tahmin edin. Yine kitapla tartışmaya başladım ve işte bu yazı çıktı ortaya. Sanırım ben bu kitabı bitirmeden önce epeyce yazı yazmış olacağım bloguma. Aslında belkide böylece dünyada bir ilki gerçekleştirecek ve blog yazarı ile birlikte okumuş olacaksınız bir kitabı sizde. Hatta sadece kitabı okumakla kalmayacak, tüm ilerleyiş, karmaşa ve geri dönüşleri de benimle birlikte yaşayacaksınız.

Yok tabi ki oturup tüm kitabı burada özetlemeyeceğim, yani umarım. Hayır, hayır, Burak Eldem'le kitap tanıtımı için bir anlaşmam da yok. Eğer söylemek istediklerimi söylemek için kitabı bitirmeyi beklersem o zaman bir kısmı balık hafızamda yok olup gidecek, bu nedenle bu defa farklı bir yöntem deneyip, okudukça yazacağım. Bakalım siz de benim kadar keyif alacak mısınız bu kitap yolculuğundan..

Öncelikle kitabın yazarının ağzından bu kitabı yazma amacını ve izlediği yolu açıklayışını dinlemek sanırım kitap üzerinde ilerlerken oluşturacağımız yaklaşımlar açısından faydalı olacaktır.

" Hem insan belleği, hem de toplumsal bellek, bir tek konuda yenilgiye pek zor düşer : İz bırakan doğal afetler. Bu nedenle tarihsel verilerle, kutsal metinlerde anlatılan arasında kronolojik bağlantılar kurmaya çalışarak dünyanın son beş bin yılına ve yakın geleceğine farklı bir gözle bakmaya çalışacağımız bu yolculukta, hep "doğanın tarihi"ni önde tutmaya; göklerde ya da yeryüzünde meydana gelmiş büyük afetlerin izlerini sürmeye dikkat edeceğiz. - 2012 : MARDUKLA RANDEVU - BURAK ELDEM SAFA 35"

"Eğer kutsal metinlerdeki anlatıların içinde "gerçekten yaşanmış" olayların izlerini bulmak istiyorsak, tarihin belkide en güvenilir verileri olan "doğal afetler"in izini sürme yönteminden vazgeçmemekte yarar var. Bu anlamda, hem Eski Ahit'in yazıya geçirilen ilk metinlerini oluşturduğu düşüncesi genel kabul gören, hem de gerçekten izleri rahatlıkla sürülebilecek doğal afetlerin ipuçlarını sergileyen Exodus, yani İsrailoğullarının Mısır'dan çıkışını anlatan metinler, bizim yola çıkış noktamız olacak.-2012 : MARDUKLA RANDEVU - BURAK ELDEM SAFA 37"

Yazarın amacını açıkladıktan sonra belki de benim amacımın ne olduğunu merak etmiş olabilirsiniz. Amacım Sayın Eldem'in takip ettiği izleri, sadece Tevrat değil, aynı zamanda Kuran ve mümkün olduğunca İncil üzerinden de takip etmek. Bunun için bir Tevrat edindim bile. Çünkü okuduğum kadarıyla yazar takip ettiği izleri başlangıç olarak Tevrat'dan başlatmış ve Kuran'da yer alan konu ile ilgili ayetlere hiç değinmemiştir. Ayrıca kitapta gerek Mısır tarihine dair araştırmalarda, gerekse diğer tarihsel ve arkeolojik bulgularda, Tevrat'da anlatılan ve Mısır'dan Musa'nın önderliğinde çıkan bir ibrani grubunun varlığını gösterecek herhangi bir bulguya rastlanılmadığından bahsedilmektedir. Bunun da ötesinde Musa'nın bir sepet içerisinde bulunarak Firavun'un sarayına alınmasının o günün şartlarında mümkün olamayacağını, olsa bile daha sonra bir Mısırlıyı öldürdüğü için yaşadığı bölgeyi terkeden Musa'nın yeniden geri dönerek Firavun'un karşısına çıkmasının da mümkün olamayacağı dile getirilmektedir.
Bu noktada insanın aklına takılan ilk soru,

"Eğer tarihsel ve arkeolojik bulgularla İbranilerin Mısır'daki varlığını kanıtlayamıyorsak, farklı yüzyıllarda, farklı peygamberlere gönderilmiş kutsal kitaplar, özellikle de Kuran, neden uzun uzun bu hikayeye yer vermişlerdir?"

Tanrı'nın kullarını ikna edebilmek için hikayeler uydurmaya mı ihtiyacı vardı? Belki de bahsedilen tarihsel bulgular henüz gün yüzüne çıkmadı, ya da henüz keşfedemediğimiz bir gizem söz konusu. İşte bu yazı dizisinde hep beraber sorular soracak ve yanıtlar bulmaya çalışacağız. Bu noktadan itibaren çoğul konuşuyorum çünkü sizlerinde ellerinizdeki kaynaklar ve yorumlarınızla beni yönlendirebileceğinizi düşünüyorum.

Bundan sonraki bölümlerde ise izlerin bizi nereye götüreceğini henüz bilemiyorum ama ben kitaba paralel olarak kendi izlerimi sürmek istediğimden Exodus'dan itibaren Kuran'ı da önüme açıp karşılaştırmaya karar verdim. Ancak Mısır'dan Çıkış hikayesi Kuran'da Tevrat'daki gibi tek bir bölümde anlatılmıyor. Tüm hikayeyi detaylarıyla öğrenebilmek için pek çok surenin, farklı ayetlerini ardı ardına getirmeniz gerekiyor. Takip ettikçe farkediyorsunuz ki aslında tüm hikaye diyaloglar halinde Kuran'ın içine yayılmış durumda ve işin ilginç tarafı bu ayetleri sayıya vurduğunuzda neredeyse Kuran'ın üçte birini oluşturuyor. Evet şaka yapmıyorum, bu beni gerçekten şaşırttı. Bir yandan da bu ayetleri bir dosyada alt alta getirerek hikayenin tamamını sureler içerisindeki ayetlerden derleyerek bir araya getirmeye çalışıyorum. Bu yazı dizisinin ilerleyen bölümlerinde bu ayetleri (tekrarları ayıklayarak) hangi surelerde olduğunu belirterek sizlere paylaşmak istiyorum. Tabi siz de benim kadar merak ediyorsanız.

Okuduğum kadarıyla Mısır'dan çıkış hikayesi ve Tevrat ve Kuran'da birebir örtüşüyor gibi duruyor. Ancak bunu tüm incelemelerimi tamamladığımda daha net söyleyebileceğim. Benim için oldukça eğlenceli olan bu yolculukta aklıma takılan pek çok soruyu da araştırıp sizlerle paylaşmayı umuyorum şimdilik. Çünkü Kuran kutsal bir kitap olmanın ötesinde gerçekten çok etkileyici bir kitap. Ülkemizde siyasi görüşlerini din üzerine kurmuş pek çok insanında bile açıp okumadığını düşündüğüm Kuran bana göre şu anda yeryüzünde bulunan en sağlam ve güvenilir kaynak. Sadece dinimizi yaşamak adına değil, öğrenmek ve anlamak adına da bütün insanlara pek çok şey katabilir. Herneyse amacım Kuran hakkındaki kişisel düşüncelerimi empoze etmek değil, sadece meraklarımı gidermek ve sonuçlarını sizlerle paylaşmak.

Sayın Eldem'inde kitabında özetlediği Exodus : Mısır'dan Çıkış hikayesi Tevrat ve İncil'in ikinci kitabıdır. Tevrat yine yazarın bahsettiği gibi Eski Ahid'in ilk bölümüdür. Eski Ahid üç bölümden oluşmaktadır ve ibranice yazılmıştır. İbranice'deki adı "Torah"tır ve kanun ve şeriat anlamına gelir. Musa'ya indirilen kitap olarak kabul edilmekte ve İslamiyette dört büyük kitaptan biri sayılmaktadır.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim görevlilerinden Doç Dr. Baki Adam'ın "Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat" adlı kitabında verdiği bilgiye göre "Kuran'daki Tevrat kelimesi, sadece Musa'ya verilmiş kitabı tanımlayan bir isim değildir. Bu kelime, Musa da dahil olmak üzere, bütün İsrail paygemberlerine gönderilen vahiylerin genel adıdır. Dolayısıyla bütün İsrail peygamberlerinin kitapları Kuran'da Tevrat adıyla anılmaktadır. Allah, içindeki şer'i hükümleri kastederek, Tevrat'ı kendisinin indirdiğini bildirmiştir."

Kuran'da Mısır'dan çıkış hikayesini takip edebilmek için öncelikle hangi çeviri üzerinden gittiğimi de söylemekte yarar var sanıyorum. Üzerinde çalıştığım Meal Yaşar Nuri Öztürk tarafından kaleme alınmış. Onu tercih etmiş olmamın sebebi, hem elimin altında olması, hem de pek çok konuda görüşlerine duyduğum saygıdandır. Ancak yine de diğer çeviriler ile Yaşar Nuri Hoca'nın çevirilerini de kıyasladığımı belirtmek isterim. Bu nedenle bu yazı dizisi epeyce uzun sürecek gibi duruyor, çünkü bir yandan kitabın kendini, bir yandan Tevrat'ı, bir yandan Kuran'ı ve diğer çevirilerini ve öte yandan da bugüne kadar edindiğim bilgi birikimim ile tarihsel bilgilere başvurmak durumunda kalacağım. Bakalım hikaye ve bu kitap bizi nerelere sürükleyecek.

Yazının bundan sonraki bölümlerinde yine Burak Eldem'in kitabından özetler, Tevrat ve Kuran'da anlatılanların neler oldukları yönünde karşılatırmalarla devam edeceğim. Bu nedenle Mısır'dan çıkış hikayesini her üç kitabın ağızdan da sizlere aktarmaya çalışacağım.

Son olarak şunu da belirtmek durumundayım ki, Musa'nın halkını Mısır'dan çıkarması hikayesini incelerken, ibranilerin Mısır'a giriş hikayesi olan Yusuf'a da dönmek zorunda kalacağız. Çünkü ilerledikçe siz de benim gibi anlayacaksınız ki, o dönemde tarihsel ve arkeolojik bulgularda izlerine rastlanmadığı söylenen İbraniler (İsrailoğulları) Musa ile değil Yusuf ile Firavun ile ilişkilerine başlamışlardı.

Şimdiden iyi yolculuklar diliyorum hepimize

Fasulye
--------------------------------
Bu yazıda kullanılan kaynaklar :

Vikipedi
2012 : Mardukla Randevu - Burak Eldem


3 yorum:

Seyyah dedi ki...

İşte başlıyoruz:))

Official Editor dedi ki...

just started :) desek mi :D

Fasulye dedi ki...

diyelim diyorum ben :)