6 Ocak 2010 Çarşamba

KOMBİ DEĞİL, ZOMBİYMİŞ HABERİMİZ YOK..

Kasım ayında gazetelerde şöyle bir haber yer almıştı "Yeni binalarda kombiler tarih oluyor, merkezi ısıtma başlıyor". Bin metrekarenin üzerinde inşaat alanı olan binalarda Aralık 2009'dan sonra yapımına başlanacak binalar için  geçerli olan bu karar kafamı kurcalıyor her nedense..

Haberde Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Derneği (KBSB) Başkanı Ali Eren'in açıklamaları yer alıyor çoğunlukla..

Demiyim diyorum, konu ciddi aslında ama, Ali Bey'e ne iş yapıyorsunuz diye sorduğunuzda alacağınız cevap oldukça oturaklı bir cevap olur gibi duruyor.

"Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği Derneği Başkanıyım, yani hem sanayii, hem birlik, hem dernek, hem bi de başkan.. Kolay değil yoruluyorum haliyle.. Bu da bende basınç yapıyor kabıma sığamıyorum.. Kilo aldım biraz bu ara ehe he.. Kolay değil.. O açıdan.."

Derneğin kısaltması da KBSB, her harfin arasına bir "a" harfi eklediğinizde bayağı değişiyor anlamı.. Şimdi bu dernekten öğreniyoruz ki öncelikle Kazan ve Basınçlı Kap Sektörü ve Sanayisine sahip bi ülkeyiz, ve hatta bu "sanayiciler" de "birlik" içindeler ki bir de "dernek" kurmuşlar.. Neyse bilmiyoruz ya da anlamıyoruz diye abartmayalım, konumuzu dağıtmayalım..

Ali Eren diyor ki ;  "2008 yılı sonu itibarı ile Türkiye’de çalışır durumda 5.3 milyon adet kombi bulunduğunu ve her yıl yaklaşık 500 bin adet kombi satılıyor" ve ekliyor ;  "Kombi ısıtma sistemleri, merkezi sistemlere oranla yüzde 10-30 oranında daha fazla doğalgaz tüketiyor. Bu fark yıllık ortalama 1 milyar dolara denk geliyor. Hali hazırda kullanılan kombilerin 500 milyon dolar tutarında bakım masrafını ve her yıl 500 milyon dolarlık yeni kombi satışını da göz önüne aldığımızda, ülke olarak mevcut sistemde yıllık zararımızın 2 milyar dolar olduğu ortaya çıkıyor". 

Tabii burdan bakınca, basınçlı kaptan bakıldığı gibi olmuyor. Ben merkezi ısıtma ile ısıtılan bir bina da oturuyorum. Çok da mutlu değilim hani, tarafsız düşünemiyorum o açıdan. Şimdiki merkezi ısıtma sistemlerinde yaktığınız kadar ödeyebildiğiniz sistemler varmış anladığım kadarıyla, öyle evi kapatıp gittiğinizde boşuna para ödemeniz gerekmiyormuş. Konu hakkında bilgi sahibi değilim ama acaba bu yeni binalarda bu çeşit ısıtma sistemlerinin kullanılması da mecburi tutuldu mu onu merak ediyorum.

Çünkü yıllardır bizim bina da yaşananlar, apartmanları da küreselleştirmenin bi gereği olmadığı sonucuna vardırıyor beni. Dolayısıyla Sayın Eren ile aynı görüşlere sahip olmamak için bir dolu sonuca ulaşıyorum, şöyle ki..;

Yirmi daireli olan binamıza sırayla her sene bir daire yöneticilik yapıyor. Yönetici olan dairenin olaya bakışına, hayatının akışına göre, ya ısınıyor, ya donuyorsunuz. Misal, bu sene bizim binaya daha önce denediğimiz bir arkadaşımız yönetici oldu, denedik derken bir çeşit sınava tabi tutmuyoruz elbette.. Ama tecrübelerimizden biliyoruz ki kesin donucaz. Yaşadık biliyoruz çünkü.. Gündüz yakmayalım akşam saat yedide yakalım yaldır yaldır, gece onikide kapatalım gibi bi mantık var çünkü kendisinde, ekonomik olmaktan oldukça uzak, Türk'ün aklına bir o kadar yakın bu A planı, tüm çabalarımıza rağmen henüz bir B planına dönüşmüş değil. Bu kış da  kendi C planımuzu uygulayacağız anlaşılan..

Sonuç 1 : Merkezi ısıtma ile ekonomik ve verimli gaz kullanımı gibi bir sonuca varılamıyor, bu konuda insanların eğitilmesi gerekiyor, yoksa kavga çıkıyor, paralar ziyan, gazlar heba, sinirler felç oluyor.

Ayrıca eğer bin metrekare üzerinde inşaat alanına sahip binalarda "yaktığın kadar öde" tarzında bir sistem kurulması mecburiyeti yoksa, "paran kadar konuş" durumları yaşanabilir, çünkü merkezi ısıtma ile ısıtılan binalarda aidatlar kiraları bile geçme eğilimi göstermektedir ki, dar gelirli olduğunuz dönemlerde her ay bu bedeli ödemek zorunda kalabilir, küreselleşen apartmanınıza yüklüce borçlanabilirsiniz.

Ama eğer bu "yaktığın kadar öde" sistemleri sonradan binalara eklenebiliyorsa yine şansımız var demektir. Tabi daire başına düşen maliyeti de bi öğrenmek lazım, bu sonradan görme sistemler apartmana çakılmadan  önce..


Sonuç 2 : Merkezi ısıtma doğal gaz ekonomisi yaparken, borç tramvası yaratarak aile ekonomisine büyük zararlar verebilir. Bu nedenle bu binaların tamamında merkezi ısıtmanın yanısıra, "yaktığın kadar öde" sistemlerinin de mecbur tutulması gerekir.

Yarın bir gün gazetelerde bu derneğin üyelerinin hükümete yakın kişiler olduğunu duyulursa o zaman işin rengi değişecek, tadı kaçacak.. Çünkü niyeyse sadece bu dernekten açıklama geliyor.. Enerjiden sorumlu bakan ne yapıyor?

Sonuç 3 : Doğal gaz ekonomisi yapalım derken, hükümet gümbürtüye gidecek :)

Tabii ısınma ile ekonomi yapmak bu kadarla da olmuyor aynı zamanda bu binalarda ısı yalıtımının da oldukça iyi olması gerekiyor, aksi durumda arzın merkezine seyahat edip, ordan ısınmayı bile deneseniz kimseye bir faydası olmuyor.. Çünkü okuduklarımdan anladığım kadarıyla, merkezi sistemle ısınacak binaların yalıtımı ile bağımsız ısınacak dairelerin olduğu bir binanın yalıtımı farklı oluyor.  Bu da zaten mevcutta yaşanan kayıpların da büyük bir kısmının zaten bu yalıtım meselesinden yaşandığını ve geriye dönük zararın doğal gaz kullanımından oluşan kaybın çok daha ötesinde olduğu düşüncesini doğuruyor.

Bizim bina da yöneticililk yaptığımız dönemde altımızdaki dairede yaşayan bir anne kız vardı. Teyze oldukça ton ton yaşı ileri bir hanımdı, kızı da sanıyorum doktordu ve orta yaşlı bir hanımdı o da.. Bir sabah saat altı buçukda kapımız yumruklanarak uyandık. Doktor hanım gözlerini o saatte kocaman açmış, siz benim annemi öldürmeye mi çalışıyorsunuz diye bağırıyordu. Henüz patlamayan afyonlarımız nedeniyle bir süre algılayamadık. Efendim az yakıyormuşuz teyzecim üşümüş.. "E ödemiyorsunuz aidatları be güzelim, gaz vardı da biz mi yakmadık..".  Bu da merkezi ısıtmanın başka bir boyutu elbette..

Sonuç 4 : Siz ne kadar düzenli aidat öderseniz ödeyin, binada birileri mutlaka ödemeyeceği için yeterli gazınız olmayacak ve üşüyecekesiniz.. Ayrıca o ay paranız yok ödeyemediniz diye ertesi ay adınızı binanın kapısında teşhir edilmiş görme olasılığınız da çok yüksek..

Ama büyüklerimiz daha iyi bilirler tabi, ben nacizane görüş bildiriyorum.
Onlar isterlerse "yaptırılar merkezi, ısıtırlar herkezi.."
Sevgiler
Fasulye

2 yorum:

aktifmutfak dedi ki...

yazı tamamen güzel deeee ben son cümleye bayıldım:))) yaptırırlar merkezi,ısıtırlar herkesi...:))))))))))..güzel güzel...beğendim:)) günaydınlar efendim...:))

Adsız dedi ki...

Gunaydiiin :) teşekkürler aktifciğim...
fasulye